Page 17 - Tarihi ve Kültürel Mirasıyla Kocaali E-Kitap
P. 17
Özet
Kocaali ılıman iklimi, ziraata uygun verimli ve sulak arazileri, gür ormanları ve akarsuları ile eski çağlardan bu yana insanoğ-
lunun yaşadığı bir yerleşimdir. 14. yüzyılın başında ilk olarak Çobanoğlu Beyliği’nden Ali Amourios’un filolarla denizden
yaptığı akınlara maruz kalan Kocaali, 1305-1315 tarihleri arasında Orhan Gazi’nin kumandanlarından Konur Alp tarafından
Osmanlı toprağı haline getirilmiştir. Yayla mevkiinde Orhan Gazi adına mescit inşa edilmiş ve zamanla Hızar ile bugünkü
Kocaali merkezine doğru ilk yerleşimler kurulmuştur.
Kocaali adı Osmanlı Arşiv Belgeleri’nde ilk kez 1520 tarihinde geçmektedir. 17. ve 18. yüzyıllara ait arşiv belgelerinde ise Ko-
caali Camii Vakfı’ndan bahsedilmektedir. Bu bilgilerden yola çıkarak Koca Ali Bey adlı şahsiyet tarafından 14. veya 15. Yüzyıl-
larda Kocaali Camii Vakfı’nın kurulduğu sonucuna ulaşılabilir.
Doğu Roma İmparatorluğu ve Osmanlı Devleti’nin odun ve kereste temin ettiği yerlerden biri olan Kocaali’ye 93 Harbi adı ve-
rilen 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra Kafkasya ve Balkanlar’dan gelen muhacirler yerleştirilmiş, yeni köyler kurul-
muştur. 1898 yılında bölgede çıkarılmaya başlanan simli kurşun ve çinko madenlerinin yeni bir gelir kaynağı haline gelmesiyle
Doğu Karadeniz’de yaşayan Rumlar ve Türkmenler buraya yeni bir göç dalgası oluşturmuşlardır.
Fındıkçılık, madencilik, denizcilik, odunculuk, tarım ve hayvancılık gibi gelir kaynakları sayesinde Kocaali, göç almaya devam
etmiş ve Cumhuriyet döneminde farklı kültürlerin uyum içinde yaşadığı son derece mütevazı bir yerleşim yerine dönüşmüştür.
Günümüzde Karadeniz Sahil Yolu’nun ana güzergâhında konumlanan Kocaali, fındık üretiminde Sakarya’da ilk sırada yer
almaktadır. Denizi, sahili, akarsu ve ormanlarıyla son yıllarda yükselen bir turizm potansiyeli göstermektedir.
Kocaali’nin tarihi, kültürü ve coğrafyasının en ince ayrıntısına kadar özenle kaleme alındığı bu eserde, üstâd Yahya Kemal’in
“Kökü mâzide olan atiyiz” sözünde olduğu gibi Kocaali halkının kendi ecdadıyla yeniden bağ kurup geçmişle gelecek arasında
bir köprü vazifesi üstlenmesine imkân sağlayacaktır.
GE Ç M İ Ş T EN G ÜNÜ M ÜZE 15