Page 345 - Tarihi ve Kültürel Mirasıyla Kocaali E-Kitap
P. 345
Nahiye Müdürü, Maden Mühendisinden de şikâyetçiy- Cumhuriyet’in ilânından sonra madeni işletmek isteyen kişi-
di. Mühendis yeteri kadar önlem alınmadığı için madende ler olmuşsa da bu hiçbir zaman gerçekleşmedi. Zaten bölge-
her gün yeni bir iş kazası yaşandığını ifade ediyordu. Keza, de yeteri miktarda kurşun ve çinko madeni bulunmuyordu.
Maden Direktörü Mösyö Russon Efendi’nin bir zamanlar
madende aşçılık yapan birini mühendis olarak görevlendir- Maden, uzun yıllar terk edilmiş bir şekilde sessiz sedasız kal-
diğini ifade ediyordu. Üstelik bu şahıs, Russon Efendi’nin dı. 07.12.1964 tarihinde Bakanlar Kurulu’nda yeniden gün-
akrabasıydı. Bu kişini adı Giovanni Marieri idi. Nahiye deme geldi. Madenin yüzde 85’inin Osmanlı Devleti’den
Müdürü, “Bu zat, mühendis değil mektep bile görmediği ve Türkiye Cumhuriyeti’ne devrolunduğu, yüzde 15 hissesinin
bu müptedi (işini yapmayan) yüzünden her dakika tehlikeli ise merhûm Prevezeli Selahaddin’in mirasçılarına ait olduğu,
olduğu refikası (hanımı) tarafından dahi söylenmektedir.” ifa- fakat Selahaddin mirasçılarının uzun yıllardan beri yerine
delerini kullanmaktaydı. getirmesi gereken yükümlülükleri yapmadıkları için hisse-
Nahiye Müdürü ile Maden Direktörlüğü arasındaki sorunlar lerinin iptal edilerek 07.12.1966 tarihinde Cumhurbaşkanı
fabrika iflas edip kapanana dek sürmüştür. Cevdet Sunay ve Başbakan Süleyman Demirel’in imzalarıyla
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na devrolunması karar-
Madenin Son Varisi laştırıldı. 459
Selahaddin Bey (1916)
Maden Deresi’nde Altın Var Mı?
Karasu Madenleri Osmanlı Anonim Şirketi 1914 yılında I.
Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla birlikte hızlı bir çöküş sürecine 20 Mayıs 1900 tarihinde kurulan Karasu Madenleri Osmanlı
girdi. Savaşlar, ekonomik krizler, maddi imkânsızlıklar, asa- Anonim Şirketi’nin merkezi günümüzde Maden Deresi ola-
yiş sorunları, olumsuz iklim şartları ve arazi koşulları gibi et- rak adlandırılan Kocaali’nin Akpınar Köyü sınırları içinde
kenler sebebiyle maden şirketinde hissesi olan kişiler sözleş- kalan arazide bulunmaktadır. Burada toprağı maden cevhe-
melerini birer birer feshettiler. Örneğin, 1915 yılında Miralay rinden ayırmak ve işlemek için fabrika ve su havuzları bulun-
Mehmed Bey, Yusuf Asım Bey ve Artin Karamanyan Efendi maktadır. Günümüzde fabrikadan geriye sadece kalıntılar
Sarıcalar mevkiindeki maden imtiyazlarını feshettiler. 1916 kalmıştır. Su havuzları günümüze ulaşırken, fabrika içindeki
457
yılında Ömer Lütfi Bey, Hurşit Efendi, İkbal Hanım ve Hüs- alet, edevat ve makineler ulaşmamıştır. Fabrika yakınlarında
na Hanım’a ait maden imtiyazları, şurâ-yı devlet kararıyla hastane, baruthane ve ev kalıntıları bulunmaktadır.
feshedildi. 458
Fabrikanın bulunduğu yerden yaklaşık 2 km yukarıda iki
30 Ekim 1918 tarihinde Osmanlı Devleti ile İtilâf Devletleri vadi arasına inşa edilen barajın büyük bölümü sağlam şekilde
arasında imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan son- günümüze ulaşmıştır. Baraj öylesine sağlam inşa edilmiştir
ra Türk milletinin Batı Emperyalizme karşı verdiği istiklâl ki, iç tarafı tamamen toprakla dolduğu için kapakları tıkan-
mücadelesi sürecinde Karasu Madenleri Osmanlı Anonim mış ve toprak altında kalmıştır. Maden kuyularının hemen
Şirketi kapandı. Madenin son varisi Prevezeli Selahaddin hepsi günümüze ulaşmıştır. Günümüzde bu kuyulara “ma-
Bey idi. 19 Aralık 1916 tarihinde Sultan Mehmed Reşad tara- ğara” adı verilmektedir. Kuyulardan çıkarılan cevheri fabri-
fından çıkarılan bir ferman ile madenin yüzde 15 hissesi Sela- kaya taşımaya yarayan raylı taşıtlardan da günümüze bir eser
haddin Bey uhdesine ihale edildi. kalmamıştır.
457 BOA, MV. 241/150.
458 BOA, MV. 246/25-26.
459 BCA, Kararlar Daire Başkanlığı, 195/31/17.
GE Ç M İ Ş T EN G ÜNÜ M ÜZE 343