Page 102 - Tarihi ve Kültürel Mirasıyla Kocaali E-Kitap
P. 102
Köy halkından bazı kimseler köye Cafer Bey’den önce 1856 Abdülhamid, Caferiye Abazalarını, Abhazya’dan getirerek
tarihinde Recep Efendi’nin geldiğini ifade etmektedir. Fa- buraya yerleştirmişti. Üstelik Abazalar, kendilerini Osmanlı
kat araştırmalarda somut bir veriye ulaşılamamıştır. Köye ilk hanedanı ile akraba olarak görüyorlardı. 30 Kasım 1895 tari-
etapta 15 muhacir yerleştirildi. Açba Cafer Bey ile Caferiye’ye hinde Caferiye’nin adı Hamidiye olarak kayıtlara geçti. Bu
göç eden muhacirlerden biri de Kobaşlar aşiretiydi. Kobaş- durum II. Meşrutiyet’e kadar devam etti. 1909 yılında Sultan
lar, devlet tarafından Caferiye arazisine yerleştirilmelerine II. Abdülhamid iktidarı darbe ile yıkılınca hükümetin başı-
rağmen buradan ayrılarak Bolazar ve Karapelit halkının na geçen İttihat ve Terakki yönetimi, Hamidiye isimlerinin
hayvanlarını otlatmak için mera olarak kullandığı bölgelere çoğunu kaldırdı. Karasu Nahiyesi’ndeki Abaza Hamidiye,
yayılmaya başladılar. Caferiye; Gürcü Hamidiye ise Aziziye şeklinde değiştirildi. 61
Kobaş aşiretinin Caferiye’ye dönmesi için bölge halkı şikâ- Melen Irmağı’nın denize döküldüğü yerin birkaç yüz metre
yetlerde bulundu. 58 doğusunda, denize yakın konumda iki adet Osmanlı döne-
minden kalma kabir bulunmaktadır. Mezar taşında “Ümerâ-
Caferiye, 93 Harbi’nden sonra Abhazya’dan göç almaya de- yı Çerâkise’den Melen Orman Süvari Memuru” ibaresi geç-
vam etti. Caferiye yakınlarında Gazi Köprüsü adlı mekâna 15 mektedir. Şâhide başlığındaki hamidî festen bu şahsiyetin
hane Abaza iskân edilmişti. Nüfus giderek artıyordu. Yeni II. Abdülhamid döneminde vefat ettiği anlaşılmaktadır. O
59
gelen muhacirlere devlet tarafından arazi tesis ediliyordu. Fa- dönem Abazalardan genel olarak Çerkes şeklinde bahsedil-
kat Açba Cafer Bey, bu arazilerin kendine ait olduğunu ileri diği görülmektedir. 62
sürerek bazı muhacirlerin arazilerine ve hayvanlarına müda-
halede bulundu. Bunlar arasında Kobaşlar da bulunuyordu. Caferiye, Cumhuriyet döneminden itibaren Doğu Kara-
Cafer Bey müdahaleyi sürdürünce Kobaş oğlu Süleyman Bey deniz’den göç almasına rağmen günümüzde öz kültürünü
önderliğindeki mağdurlar 11 Mayıs 1895 tarihinde İncirli’ye muhafaza eden köylerden biridir. 2000’li yıllardan itibaren
giderek Kandıra Kazası’na şikâyet telgrafı çektiler. 60 köyden şehre yapılan göçler yüzünden nüfusu azalmıştır.
Köy halkı genel olarak Kocaali, Karasu ve Adapazarı’nda
Açba Cafer Bey ile köylüler arasında yaşanan sıkıntılar bü- yaşamını sürdürmektedir. Yaz aylarında, özellikle de fındık
yüyünce Kobaş oğlu Süleyman Bey’in başını çektiği ihtiyar zamanı köy yeniden şenlenmektedir. Melen kıyısında yeşil-
heyeti ve azaları köyün adının değiştirilmesi için İncirli’ye liklerle dolu bir köydür. Melen ırmağı buradan denize dö-
giderek Kandıra Kazası’na telgraf çektiler. Köyün adının külmektedir. Melen’in denize döküldüğü yer aynı zamanda
Sultan’ın adı olan “Hamidiye” ile şereflendirilmesinin ken- doğal bir limandır. Denizcilik ve balıkçılık faaliyetleri yürü-
dilerini gururlandıracağını ifade ettiler. Nitekim Sultan II. tülmektedir.
58 BOA, BEO. 2413/180972.
59 BOA, İ.DH. 1329/9.
60 BOA, DH.MKT. 373/25/2.
61 BOA, BEO. 710/53183.
62 Lütfi Şeyban, Oğuzhan Kır, Osmanlı Mimârî ve Mezâr Taşı Kitâbeleriyle Sakarya (1639-1946), Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler
Dairesi Başkanlığı Sakarya Kitaplığı, Adapazarı 2019, s. 601.
100 TARİHÎ VE K ÜLT ÜRE L MİR ASIY L A K O CAAL İ