Page 89 - Tarihi ve Kültürel Mirasıyla Kocaali E-Kitap
P. 89
Karapelit Köyde meyve, sebze, tahıl ve fındık üretiliyor, hayvancılık
yapılıyordu. Kürk için sansar ve tilki avcılığı ile geçinenler de
Karapelit, Osmanlı döneminde dağlardan odun ve kereste vardı. Odunculuk, marangozluk, oymacılık ve madencilik de
keserek geçinen Manav ve Yörükler tarafından kurulmuştur. geçim kaynakları arasındaydı. Üretilen ürünler her ay at ve
Köyün adının, köy merkezinde bulunan büyük meşe ağacın- öküz arabalarıyla Hendek Pazarı ve Ada Pazarı’na götürüle-
dan geldiği rivayet edilmektedir. Türkler meşe ağacına pelit rek satılırdı.
diye hitap ettikleri için köyün adı Karapelit olarak kalmıştır.
Papaz Pavli, bölgede halkın teveccüh gösterdiği, hali vakti
yerinde olan köyün önde gelen şahsiyetlerinden biriydi. Ni-
93 Harbi adı verilen 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’ndan
sonra Rumlar da tıpkı Türkler gibi Rus mezaliminden kaça- san 1913’te bir gece vakti köyün yukarı mevkiinde bulunan 5
rak batıya ilerlediler. Osmanlı Devleti kendi vatandaşı olan hanenin ahırlarında yangın çıktı. Köylüler yangını söndür-
mek için müdahale ettiğinde ahır kapılarının kırıldığını ve
bu muhacirleri batıda iskân etti. Ordu yöresinden göçen iki öküz ile bir ineğin çalındığını gördüler. Çalınan hayvan-
Rumlar da 1880-1885 yılları arasında Karapelit’e yerleştiril- ları birkaç gün boyunca aramalarına rağmen bulamadılar.
diler. 1900 yılına gelindiğinde Karapelit, Kirazlı’dan sonra Bunun üzerine Karasu Jandarmasına şikâyette bulundular.
bölgenin en büyük Rum köylerinden biri haline geldi.
Yapılan tahkikatta olayın failine dair bir emare bulunamadı.
Jandarma Komutanı, köy halkının hayvanları başıboş ola-
Ordu yöresinden gelen Ortodoks Pontus Rumları berabe- rak çobansız bir şekilde meraya ve ormana bırakmamasını,
rinde fındık fidelerini de getirdiler. Kısa zamanda Karapelit herhangi bir vaka meydana geldiğinde zaman kaybetmeden
çevresindeki engebeli arazilere fındık dikerek değerlendir- kendilerine haber verilmesi gerektiğini, şuan için kanun tat-
diler. Rumlar, Ordu’da aynı zamanda maden ocaklarında da bikine lüzum görülmediğini ifade etti. 43
çalışıyorlardı. Madenciliği iyi biliyorlardı. Sultan II. Abdül-
hamid döneminde ülke genelinde olduğu gibi Kocaali bölge- 21 Ağustos 1913 tarihinde ise Papaz Pavli Efendi’nin kısrağı
sinde de maden arama çalışmaları yürütülüyordu. Karapelit otlakta otlarken hırsızlar tarafından çalındı. Bir kişi Papaz
ve çevresinde zengin kurşun, bakır ve çinko kaynakları tespit Pavli’ye, kısrağının Kobaşlar karyesine götürüldüğünü söyle-
edildi. Osmanlı Devleti, 1889 tarihinde madenleri ihale ile di. Jandarmanın Kobaşlar karyesinde yaptığı incelemelerde
işletmeye açınca köy halkı maden ocaklarında çalışmaya baş- kısrak burada bulunamadı. 44
ladı. Bu durum, köye yapılan Rum ve Türk göçünün giderek
artmasına sebep oldu.
Koğukpelit (Kovukpelit)
Rumlar, köy merkezindeki büyük pelit ağacının yanına İs-
tanbul şehrinin kurucusu Aziz Konstantin adına tamamen Osmanlı döneminde Çam Dağı’ndan kereste kesen oduncu
taştan oluşan bir kilise inşa ettiler. Kilisenin içinde Hz. Manav ve Yörükler tarafından kuruldu. 1885 yılında Ordu
İsa’nın büyük tabloları bulunuyordu. Kilisenin çanını da bölgesinden Pontus Rumları, maden ocaklarında çalışmak
büyük pelit ağacına astılar. Köyde yaklaşık olarak 400 Rum için Kovukpelit’e göç ettiler. Türk ve Rumların sayısı 40 ha-
nüfus, 250 de Türk nüfus yaşamını sürdürüyordu. Papaz Pav- neye ulaşınca Koğukpelit, Karapelit’e bağlandı.
li’nin başkanlığında bir kilise komitesi, altı sınıflı bir okul ve
Müslümanlara ait cami bulunuyordu. En başlarda okuldaki Milli Mücadele döneminde Karapelitli Çete Reisi İstavri,
muallimlik görevini Papaz Pavli yapıyordu. Daha sonra köy- Pavli ve Yorgi Kocaali ve Kirazlı bölgesindeki köyleri ele
lüler aralarında para toplayıp okula muallim getirdiler. geçirmiş, Müslümanlara türlü zulümler gerçekleştirmişti.
43 BOA, DH.EUM. 611/73/4.
44 BOA, DH.EUM. 611/73/4.
GE Ç M İ Ş T EN G ÜNÜ M ÜZE 87