Page 24 - Spor Tarihiyle Kocaali E-KİTAP
P. 24
1200’ler Türkler, çocukluktan itibaren ilk önce koç sırtında biniciliği öğreniyor, ardından ok
atarak atıcılığa alışıyor, büyüdüğünde ise atın üzerinde her türlü manevrayı yapabilen bir
yiğide dönüşüyordu. Oğuz Türkleri’nin yaşamlarından kesitler aktaran Dede Korkut’taki
Türk Okçuluğu Tasviri bir anlatıda, “Bayındır Han’ın düzenlediği şenlikte boğa ile deve güreşeceği vakit boğayı
(Minyatür) gören çocuklar kaçışır. Fakat Dirse Han’ın oğlu kaçmaz. Boğaya yumruğunu vurur ve onu
alt eder. Bu olay sonrasında Dede Korkut gelerek oğlana Boğaç ismini verir.” 2
ANONİM
Selçuklu Devleti’nde Türklerin sportif faaliyetlerinin artarak devam ettiği görülmektedir.
Selçuklu Sultanı Melikşah, çevgan oyununu severek oynuyor, iyi ata biniyor, silahları
ustaca kullanıyordu. Sürek avları tertip ettiriyor, sık sık ok atıcılığı yapıyor, güreş
panayırları düzenliyordu. Osmanlı Devleti’nde de sportif faaliyetler gelişerek devam
etti. Fatih Sultan Mehmed’in, İstanbul’da bulunan Ok Meydanı adlı mekânda okçuluk
müsabakaları için kurduğu okçuluk tekkesi, sultanların avcılığa çok meraklı olması ve hatta
Sultan IV. Mehmed gibi bazı padişahların “Avcı” lakabıyla anılması, Edirne Kırkpınar’da
imparatorluğun her yanından gelen pehlivanların güreş tutması Osmanlı Devleti’nde
spora verilen önemi göstermektedir.
2 Orhan Güdek, “Dirse Han oğlu Boğaç Han Destanı’ndaki Bazı Motifler: Tabiat, At, Kırk, Ak ve Kara, Su”, 2020 Etnospor Festivalinde FOTOĞRAF:
Halkbilim Dergisi, C. 6, S. 65, 2007, s. 1-2. Atlı Okçuluk. İHSAN KORKUT
22 GE Ç M İ Ş T EN G ÜNÜ M ÜZE spor tarihiY L E K O CAAL İ 23