Page 25 - Spor Tarihiyle Kocaali E-KİTAP
P. 25

1200’ler  Türkler, çocukluktan itibaren ilk önce koç sırtında biniciliği öğreniyor, ardından ok
 atarak atıcılığa alışıyor, büyüdüğünde ise atın üzerinde her türlü manevrayı yapabilen bir
 yiğide dönüşüyordu. Oğuz Türkleri’nin yaşamlarından kesitler aktaran Dede Korkut’taki
 Türk Okçuluğu Tasviri  bir anlatıda, “Bayındır Han’ın düzenlediği şenlikte boğa ile deve güreşeceği vakit boğayı
 (Minyatür)  gören çocuklar kaçışır. Fakat Dirse Han’ın oğlu kaçmaz. Boğaya yumruğunu vurur ve onu
 alt eder. Bu olay sonrasında Dede Korkut gelerek oğlana Boğaç ismini verir.”  2
 ANONİM
 Selçuklu Devleti’nde Türklerin sportif faaliyetlerinin artarak devam ettiği görülmektedir.
 Selçuklu Sultanı Melikşah, çevgan oyununu severek oynuyor, iyi ata biniyor, silahları
 ustaca kullanıyordu. Sürek avları tertip ettiriyor, sık sık ok atıcılığı yapıyor, güreş
 panayırları düzenliyordu. Osmanlı Devleti’nde de sportif faaliyetler gelişerek devam
 etti. Fatih Sultan Mehmed’in, İstanbul’da bulunan Ok Meydanı adlı mekânda okçuluk
 müsabakaları için kurduğu okçuluk tekkesi, sultanların avcılığa çok meraklı olması ve hatta
 Sultan IV. Mehmed gibi bazı padişahların “Avcı” lakabıyla anılması, Edirne Kırkpınar’da
 imparatorluğun her yanından gelen pehlivanların güreş tutması Osmanlı Devleti’nde
 spora verilen önemi göstermektedir.


 2   Orhan Güdek, “Dirse Han oğlu Boğaç Han Destanı’ndaki Bazı Motifler: Tabiat, At, Kırk, Ak ve Kara, Su”,   2020  Etnospor Festivalinde  FOTOĞRAF:
 Halkbilim Dergisi, C. 6, S. 65, 2007, s. 1-2.  Atlı Okçuluk.  İHSAN KORKUT





 22  GE Ç M İ Ş T EN  G ÜNÜ M ÜZE                                               spor tarihiY L E  K O CAAL İ   23
   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30