Page 77 - Tarihi ve Kültürel Mirasıyla Kocaali E-Kitap
P. 77
Küplük (Küplü) geldiği hakkında köy halkı, Osmanlı’nın son dönemlerinde
oduncuların, ormandan kereste keserken dört direk üzerine
Osmanlı dönemindeki adı Küplü’dür. Rumların yaşadığı inşa ettikleri üstü kapalı sayvanlarda kaldığını, İstiklâl Har-
küçük bir köy olan Küplük, 1912-1913 Balkan Savaşları’n- bi dönemlerinde bir gece sayvanların hepsinin Rum çeteleri
dan sonra Bosna’dan göç eden muhacirlerin yerleştiği bir tarafından ateşe verilerek yakıldığını, bu sebepten dolayı Ya-
köydür. Muhacirlerden önce köyde Rumlar yaşamışlardır. nıksayvant olarak adlandırıldığını ifade etmektedirler.
Çömlekçilik bir zamanlar Küplük halkının en önemli geçim
kaynağıydı. Sanatkâr Rum ustalar tarafından küçük atölye- 1923’ten sonra Rumların, köyü tamamen terk etmesiyle
lerde toprağa şekil verildikten sonra taş fırınlarda pişirilerek birlikte köye Karadeniz bölgesinden göç eden Türkmenler
birbirinden güzel küpler elde edilirdi. Böyle bir zanaatın or- yerleştirildi. Nüfusun hızla artması üzerine köy halkı Ada-
taya çıkmasında hiç şüphesiz bölgenin toprak kalitesi etkili pazarı Kaymakamlığı’na başvuru yaparak köyde ikamet eden
olmuştur. Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren Karadeniz ve İslâmi bilgi seviyesi yüksek olan Hasan oğlu Mehmed’in
bölgesinden göçenlerin yerleştirilmesiyle birlikte ormanlar köyün camiine imam-hatip olarak atanmasını talep ettiler.
açılarak fındık dikimi gerçekleşmiş ve kısa süre sonra bölge- Bunun üzerine Diyanet İşleri Reisliği tarafından 06.10.1926
nin birinci derece geçim kaynağı fındık olmuş, çömlekçilik tarihinde Hasan oğlu Mehmed Yanıksayvant Camii Şerifine
unutulup gitmiştir. Çömlekçilik kültüründen bugüne sadece İmam-Hatip olarak tayin edildi. 36
Küplük’ün adı kalmıştır. Küplük, önceleri Aktaş’a bağlı bir
mahalle iken sonraları ayrılarak köy olmuştur. Kızılüzüm
Yanıksayvant (Yanıkhayvan) Osmanlı döneminde Yanıksayvant’a bağlı küçük bir Rum
köyü olan Kızılüzüm, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren
Osmanlı Devleti zamanında Karasu Nahiyesi’ne bağlı bir Kafkasya üzerinden Doğu Karadeniz’den göçen Türkmenler
köy statüsünde bulunan Yanıksayvant, bölgenin en eski Türk tarafından kuruldu. Günümüzde Düzce ile Sakarya sınırında
yerleşimlerinden biridir. Osmanlı Arşiv Belgelerinde Yanık- bulunan köyün geçim kaynağı fındıkçılıktır.
hayvan şeklinde geçmektedir. 1908 tarihinde Yanıksayvant,
Süngüt ve Yalpankaya arazilerine fındık dikimi gerçekleş- İklimi, bitki örtüsü ve verimli topraklarıyla Kocaali bölge-
tirilmiştir. Yanık kelimesi yanmış, sıkıntı veya hastalıktan sinin en bereketli yerleşimlerinden biridir. Köyün adının,
35
gelişememiş, üzüntülü, dertli, verimsiz ve kıraç duruma Karadeniz iklim koşullarında yetişen yabani kara üzümden
gelmiş olan anlamları bulunmaktadır. Yanık Hayvan ismi geldiği düşünülmektedir. Normal şartlarda eylül-ekim ayla-
Cumhuriyet döneminde Yanık Sayvant şeklinde değiştiril- rında olgunlaşarak kararan üzümler, bölgenin yükseltisin-
miştir. Sayvant ise direkler üzerine oturtulmuş, üzeri kapalı den dolayı havanın erken soğuması sebebiyle kızılımsı bir
yer anlamına gelmektedir. Daha çok çobanlar ve ormancılar renge bürünürler. Bölgede yabani üzümlerin bir hayli fazla
tarafından kullanılmaktadır. Yanıksayvant isminin nereden olması nedeniyle buraya Kızılüzüm adı verilmiştir.
35 BOA, DH.MKT. 2685/75/1.
36 BCA, Diyanet İşleri Reisliği, 54/14/117/28.
GE Ç M İ Ş T EN G ÜNÜ M ÜZE 75