Page 143 - Tarihi ve Kültürel Mirasıyla Kocaali E-Kitap
P. 143

Böylesine acımasız bir katliam karşısında daha fazla daya-  çerek Kütahya’ya yerleşmişlerdir. Giderek güçlenmiş ve daha
                  namayan Oğuz boyları, batıya doğru göç etmeye başladı-  bağımsız bir politika izlemişlerdir.  117
                  lar. Yerleşik hayat emareleri başlamadan bitmiş, göçebelik
                  güvenli yurt arayışı içinde devam etmişti. Bütün bu olaylar   1261 yılından sonra Bizans İmparatorluğu ve Türkiye Selçuk-
                  Oğuzları doğudan batıya yöneltmişti.  114            luları çöküntü içine girdiler. Bizans sınırındaki Germiyan,
                                                                       Eşref, Hamid, Menteşe ve Osmanlı Uç Beylikleri; Moğollara
                  Doğudan gelen Moğol baskısının etkisiyle Batı Anadolu’da-  vergi vererek bir denge politikası güttüler ve Rum ülkesine
                  ki Türkmen nüfusu her geçen gün artıyordu. Al ‘Umarî, 14.   doğru akınlarına devam ettiler. Türkmenler, Anadolu’nun
                  yüzyılın hemen başında Denizli bölgesinde 200.000 çadır,   doğusundan batısına doğru göç ederek bu beyliklerin çatısı
                  Kastamonu ucunda 100.000 çadır, Kütahya’da 30.000 çadır   altında yaşamaya başladılar. Batıda nüfusun artmasıyla Türk-
                  Türkmen nüfusu bulunduğunu kaydetmiştir. Selçuklu’nun   menler otlak arayışlarına yöneldiler. Bu sebepten Sakarya
                  Bizans sınırındaki uçlarda her geçen gün artan Türkmen nü-  havzası gibi sulak ve yeşil sahalar onlar için vazgeçilmez bir
                  fusu, Bizans kaynaklarınca da doğrulanmıştır. Aynı şekilde   yerleşim alanı olmuştur.  118
                  Kuzey Anadolu ve Doğu Marmara’daki Türkmen nüfusunda
                  da gözle görülür derece artış yaşanmıştır. 1290’lardan itiba-  Doğu Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırını teşkil eden
                  ren Kastamonu’dan aşağı Sakarya bölgesine kadar uzanan   Sakarya ve Melen ırmaklarının suladığı geniş ve verimli top-
                  yerlerde de güçlü uç beyleri kendini göstermeye başlamış-  raklar gerek ekonomik, gerekse askeri açıdan büyük öneme
                  tır.  Bizans sınırına dayanan Türkmenler, Moğol baskısın-  sahipti. Doğu Roma, 1260’lardan itibaren Sakarya Neh-
                     115
                  dan kurtulabilmek için Bizans İmparatorluğu ile mücadele   ri’ni Türklerle arasındaki sınır olarak kabul etmiş, bölgede-
                  etmek zorunda kaldılar. Bizans’ın hâkimiyetindeki toprak-  ki kaleleri güçlendirmeye başlamıştı. Yaklaşık bu tarihlerde
                  ları yurt edinerek kültür ve geleneklerini de taşıdırlar. Sınır   Ertuğrul Gazi de, Kayı aşiretiyle birlikte Eskişehir-Sakarya
                  hattında mücadele eden bu Türkmen aşiretlerine Uç Beyi adı   bölgesine göçtü. Türkmenler bu dönemde Sakarya Neh-
                  verilmiştir. Uç Beyleri, ilk başlarda Türkiye Selçuklu Sultan-  ri’nin yukarı bölgeleri başta olmak üzere Düzce, Zonguldak
                  ları tarafından sınır hattında görevlendirilmişlerdi. Selçuk-  ve Kastamonu bölgelerinde yerleşim merkezleri kurmaya
                  luların Anadolu’daki otoritesi tamamen kaybolduktan sonra   başladılar.  Sakarya ile Melen ırmakları arasındaki Kocaali,
                                                                                119
                  ise bağımsız hareket etmeye başladılar.  Örneğin, 1239 yılın-  Melen, Kuyumculu ve Karasu’ya ilk Türkmen göçleri yine bu
                                                  116
                  da Malatya’da bulunan Germiyanoğulları, 1277’de Batı’ya gö-  dönemde olmuştur.

                  114  Faruk Sümer, “Eski Türklerde Şehircilik”, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayını 11, İstanbul 1984, s. 100-101.
                  115  Halil İnalcık, Devlet-i Aliyye, s. 6.
                  116  Feridun Emecen, “Uç Beyi”, TDV İslam Ansiklopedisi, C. 42, İstanbul 2012, s. 38.
                  117  Mustafa Çetin Varlık, “Germiyanoğulları”, TDV İslam Ansiklopedisi, C. 14, İstanbul 1996, s. 33.
                  118  İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1988, s. 52.
                  119  Hakan Yılmaz, “Çağdaş Kaynak ve Belgeler Işığında”, s. 81.





















                                                                                                 GE Ç M İ Ş T EN   G ÜNÜ M ÜZE  141
   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148