Page 148 - Tarihi ve Kültürel Mirasıyla Kocaali E-Kitap
P. 148
Bizans’ın Karadeniz Ereğli ile olan kara bağlantısı tamamen Hüsameddin Çoban da tıpkı Ertuğrul Gazi gibi Oğuzların
kesilmişti. Kayı boyundan gelmektedir. Kutalmışoğlu Süleyman Bey’in
emîrlerinden Karategin’in torunları oldukları rivayet edil-
1453 yılında İstanbul’un fethinden sonra Osmanlı Devleti mektedir. 132
hızlı bir yükseliş sürecine girdi. Fatih Sultan Mehmet, Kara-
deniz’i bir Türk Gölü haline getirmeyi planlıyordu. Bu plan Türkiye Selçuklu Devleti her ne kadar kara devleti olarak
dâhilinde 1460’ta Candaroğulları Beyliği’ne son vererek bilinse de aynı zamanda denizlerde donanma yüzdüren,
Kastamonu ve Sinop’u, 1461’de Trabzon’u, 1475’te ise Kırım’ı denizaşırı fetihler yapan, limanların denetimini sağlamak
fethetti. Böylece Karadeniz ticaretindeki Ceneviz üstünlüğü için mücadele eden bir devletti. Sultan Alaeddin Keyku-
sona erdi. İpek Yolu’nun bütün kontrolü Osmanlı Devleti’ne bad (1220-1237) ticaret yolları üzerinde bulunan Anadolu
geçti. Osmanlı’nın Karadeniz’deki artan faaliyetleri Kocaali, coğrafyasındaki ticari faaliyetleri daha da iyileştirebilmek
Karasu gibi kıyı yerleşimlerinin de öneminin artmasını sağ- ve tüccarları bu bölgeye çekmek için ticaret yollarını dene-
ladı. tim altına almış, güvenliğini sağlamış, han, hamam ve ker-
vansaraylar imar ve inşa ettirmiştir. 1223 yılında Moğollar’ın
Konur Alp ile birlikte Kocaali’nin fethine katılan komutan- Kırım’daki Suğdak limanını ele geçirmeleri üzerine Türkiye
lardan biri de Kara Ali idi. Osmanlı’nın kuruluş sürecinde Selçuklu Sultanı Alaeddîn Keykubat, 1324 yılında Kastamo-
uyguladığı iskân politikalarından biri de fethedilen yerlerin nu Beyi Hüsameddin Çoban komutasındaki bir donanmayla
fetheden kumandana verilmesi uygulaması idi. Kocaali’nin, Suğdak’ı fethetti. 133
Kara Ali’ye verilmiş olma ihtimali tahminler arasındadır. Bu
tahminden yola çıkarak Kara Ali’ye daha sonraki tarihlerde Türk denizcilik kültürü ve geleneğinin önemli yapı taşla-
Koca Ali şeklinde hitap edilmiş yorumu da yapılabilir. rından biri olan Çobanoğulları Beyliği, gemiler inşa etmiş,
donanmalar yüzdürmüş, usta denizciler yetiştirmiştir. Tür-
Çobanoğlu Emir Ali’nin kiye Selçukluları için hayati öneme sahip olan Çobanoğul-
Kuzey Sakarya Akınları ları Beyliği, 12. yüzyıl boyunca yaklaşık 100 yıl denizcilikle
meşgul olmuş Melen Irmağı ve Sakarya Nehri’ne kadar olan
Sakarya’nın Kocaali ilçesine ismini veren Koca Ali adlı şahsi- Batı Karadeniz sahillerini denetimi altında tutmuş, Bizans’ın
yetin kim olduğuna dair tarafımızca birtakım tahminler yü- Doğu Marmara kıyılarına seferler düzenlemiştir. 134
rütülmüştür. Bunlardan biri de 1291 tarihinden sonra Bizans
ve Osmanlı kaynaklarında adından bahsettiren Ali Amouri- 13. yüzyılın sonlarına doğru Anadolu Selçuklu Devleti gücü-
os’tur. Osmanoğulları’ndan önce Melen Irmağı’ndan Sakar- nü kaybetmiş, İlhanlılar’a bağımlı bir devlet haline gelmiştir.
ya Nehri’nin batısına kadar denizden akınlar gerçekleştirerek 1291 yılında İlhanlı Hükümdarı Argun’un ölümünden sonra
bu toprakları ele geçiren Ali Amourios’un kim olduğuna bir Moğollar arasında taht mücadelesi başladı. Bunun sonucun-
göz atalım: da Anadolu’da bir otorite boşluğu meydana geldi. Giderek
derinleşen siyasi krizi fırsata çevirmek isteyen Türkmen Bey-
Çobanoğlu Beyliği, Anadolu Selçukluların uç beyi olan leri bağımsızlık sinyalleri vermeye başladılar.
Emir Hüsameddin Çoban tarafından 13. yüzyılın sonların-
da Kastamonu’da kurulmuştur. Hüsameddin Çoban 1219- Bu sırada Osman Bey ve oğlu Orhan Gazi Sakarya’nın güne-
1220’de Konya’ya giderek Türkiye Selçuklu Sultanı Alaeddin yindeki Taraklı’ya akınlar gerçekleştiriyorlardı. Sakarya’nın
Keykubat’a bağlılık bildirmiştir. kuzeyinden ise Ali Amourios kurduğu filolarla denizden
132 Yaşar Yücel, “Çobanoğulları”, TDV İslam Ansiklopedisi, C. 8, İstanbul 1993, s. 354.
133 Faruk Sümer, “Keykubad I”, TDV İslam Ansiklopedisi, C. 25, Ankara 2002, s. 358-359.
134 Hüseyin Kayhan, “Beylikler Dönemi Türk Denizciliği ve Amiral Kara Mürsel Alp”, Uluslararası Piri Reis ve Türk Denizcilik Tarihi Sempozyumu, C. 3,
İstanbul 2013, s. 262.
146 TARİHÎ VE K ÜLT ÜRE L MİR ASIY L A K O CAAL İ