Page 160 - Tarihi ve Kültürel Mirasıyla Kocaali E-Kitap
P. 160

1726 yılında sandal küreği ve sandal tahtalarını hazır etmele-  ali’dir.Bu dönemde Kocaali’nin muhtarı Akbalta oğlu Mus-

                  ri istenmişti.  1790 yılında Sakarya nehri üzerindeki iskele-  tafa oğlu Yakup’tur. Bu ailenin fertleri günümüzde Kocaali/
                             168
                  lerden gemilere yüklenen odun ve kerestelerin yük giderleri   Alandere’de yaşamaya devam etmektedirler.  173
                  Kocaali Camii Vakfı’ndan karşılanmıştır. Vakıf, bunun gibi
                  daha pek çok parasal meselede devletin imdadına yetişmiş-  Kocaali Vakfı
                  tir.  169
                                                                       Osmanlı Devleti, dünya tarihinin en uzun yaşayan siyasi ya-
                  Odun ve kereste nakliyesi Sakarya ağzından başka Milan   pılarından biridir. Kurulduğu andan itibaren sürekli genişle-
                  (Melen) iskelesi üzerinden de yapılmaktaydı. Kocaali ahalisi   yen Osmanlı Devleti 16. yüzyıldan itibaren geniş coğrafya-
                  tarafından Milan havzasından kesilerek akarsu ağzına indiri-  lara hükmetti. Hâkim olduğu topraklarda din, dil, mezhep,
                  len odunlar, oradan gemilere yüklenerek gönderilmekteydi.   soy ve kültür bakımından farklı milletleri tek çatı altında
                  Hatta Sakarya Nehri’nin taştığı zamanlarda nakliye yapıla-  topladı. Böylesine çeşitli bir sistemi yüzyıllarca idare eden
                  madığı için odun ve keresteler at, eşek, öküz ve manda yardı-  Osmanlılar, bu devasa organizasyonu yönetebilme başarısı
                  mıyla Milan Çayı’nın denize döktüğü yere taşınıyor ve nak-  bakımından rakipsizdir. Bu başarı şüphesiz tesadüf değildir.
                  liye işlemi buradan gerçekleştiriliyordu. Buna benzer bir olay   Kazanımlar yavaş yavaş, adım adım inşa edilmiştir. Osmanlı
                  1702 tarihinde vuku bulmuş, Karasu iskelelerinde bulunan   devlet adamları “Devlet-i Âliyye-i Ebed-Müddet” olarak ad-
                  keresteler Milan iskelesine taşınmış, giderleri de Bolu avarız   landırdıkları bu mekanizmanın sonsuza dek ebediyen yaşa-
                  nüzul akçesinden karşılanmıştır.  170                yacağını düşünerek kusursuzca inşa etmeye gayret etmişler-
                                                                       di. Kusursuz devlet sisteminin altında sağlam bir sosyal ve
                  1816 yılında Kocaali mescidinin vakıf malları yarı hissesinin   iktisâdi düzen kurdular. Bu düzenin içinde ebedi yaşamaya
                  sorumluluğunu üstlenen Mehmed Emin’in vefatı üzerine,   katkı sunan kurumlardan biri de vakıflardır.  174
                  yerine Taberdarân-ı Zülüfyân-ı Hassa’dan Hafız Osman gö-
                  revlendirildi.  Taberdarân-ı Zülüfyân-ı Hassa, sarayın odun   Sadece Osmanlılar değil, tarihte kurulan bütün Türk devlet-
                              171
                  ihtiyaçlarını temin eden bir bölüktü. Başlıklarının iki yanın-  lerinin temel görevi halkın refah ve mutluluğunu sağlamak
                  dan aşağı doğru sarkan iki perçem sebebiyle zülüflü balta-  olmuştur. Bu durum Orhun Kitabeleri ve Kutadgu Bilig baş-
                  cılar olarak adlandırılmışlardır. Kocaali, sarayın odun ihti-  ta olmak üzere siyasetname, vasiyetname gibi türlü eserlerde
                  yacını karşıladığı için burada pek çok zülüflü baltacı ikamet   vurgulanmıştır. Hükümdarın görevi adaletli olmak ve ka-
                  etmekteydi. Kocaali mescidi vakfı mallarının yarı hissesi bu   nunlar koyarak halkın huzur ve mutluluğunu temin etmek-
                  ocaktan atanan kişiler tarafından idare ediliyordu.  172  tir. Sağlanan güven ortamı içinde tebaa, serbestçe ekonomik
                                                                       ve sosyal faaliyetlerde bulunabilecektir. Üretim artışı, devle-
                  Kocaali, 1844 yılında birkaç köyün birleşmesinden oluşan   tin gelirlerinin artmasını da beraberinde getirecektir. Huzur
                  Karasu’ya  bağlı  bir  divan  statüsünde  bulunuyordu.  Yakla-  ve güven ortamında gelir dağılımındaki eşitsizliklerin orta-
                  şık 79 hanede 395 nüfus yaşamını sürdürmekteydi. Karasu   dan kalması için mücadele edilmesi gerekmektedir. Osmanlı
                  Kazası’nın tarımsal faaliyet bakımından en az, denizcilik   Devleti, bu eşitsizliğin önüne geçmek için vakıf müessesesini
                  faaliyetleri bakımından da en fazla gelire sahip divanı Koca-  kullanmıştır.  175


                  168  BOA, AE.SAMD.III. 126/12395.
                  169  BOA, C.EV. 207/10334.
                  170  BOA, AE.SMST.II. 49/4813.
                  171  BOA, HAT. 1534/26.
                  172  Salih Güven, Bilinmeyen Yönleriyle Topkapı Sarayı, Kaynak Yayınları, İstanbul 2012, s. 46.
                  173  Ali Kınay, “Karasu Temettuat Defterleri”, s. 18-26.
                  174  Mehmet Genç, “Klasik Osmanlı Sosyal-İktisâdi Sistemi ve Vakıflar”, Vakıflar Dergisi, S. 42, 2015, s. 10.
                  175  Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Isparta 1997, s. 244-245.






           158    TARİHÎ VE K ÜLT ÜRE L MİR ASIY L A   K O CAAL İ
   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165