Page 248 - Tarihi ve Kültürel Mirasıyla Kocaali E-Kitap
P. 248

Kocaalili Binbaşı Rüştü Bey                          Yaşar Kemal de, Çakırcalı’nın ölümü bahsinde Rüştü Bey’in
                                                                       ifadelerini aynen kitabına geçirmiştir.  348
                  Kocaali’nin Selâhiye Köyü, 93 Harbi olarak bilinen 1877-
                  1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra Abhazya’da yurtları   Yaşar Kemal, Çakırcalı Efe kitabının açıklama bölümünde
                  Ruslar tarafından işgal edilerek özgürlükleri elinden alınan   Rüştü Bey ile ilgili şu ifadelere yer vermiştir: “1956 yılında bir
                  Abazaların yerleştirilmesi sonucu kurulmuştur. Selâhiye’nin   arkadaşım bana Çakırcalı Mehmed Efe’yi öldüren müfrezenin
                  ilk adı Kobaşlar’dır. Kurucusu Abaza Kobaş ailesidir. Kobaş-  kumandanının yaşadığını, istersem bana anlatacağını söyledi.
                  lar’ın adı 1980 darbesinden sonra Selahiye şeklinde değiş-  İnsan tarihinin bu en büyük eşkıyalarından birinin, belki de
                  tirilmiştir. Kocaali’nin Selâhiye Köyü’nden Abaza kökenli   birincisinin  ölümünü  öğrenmek  benim  için  ilginçti.  Çakır-
                  Rüştü Bey, Kocaali’nin yetiştirdiği en önemli şahsiyetlerden   calıyı öldüren müfrezenin kumandanı emekli bir candarma
                                                                       albayıydı. Adı Rüştü Kobaş’tı. Karasu’nun Kobaşlar Köyü’nde
                  biridir.
                                                                       oturuyordu. Kobaşlar Köyü’nde uzun bir süre kaldım. Albay
                                                                       Rüştü Kobaş’ın bitmez tükenmez anılarım dinledim, yazdım.
                  1899 yılında Kara Harp Okulu’ndan mezun olan Rüştü Bey,   Albay Rüştü Kobaş hem Çakırcalıyı izlemiş, hem de onun ya-
                  ülkenin farklı bölgelerinde askeri görevlerde bulunduktan   şamını derinlemesine öğrenmişti. On iki defterlik bir notu var-
                  sonra 1906’da Düzce’ye tayin edildi. Burada, memleketi Ko-  dı Çakırcalı hakkında. Ben Albay Rüştü Kobaş’ı dinledikten,
                  caali ve Karasu’ya yakın olması bölgede tanınmasını sağladı.   anılarını, defterindeki notlarını yazdıktan sonra Çakırcalıyla
                  1910 yılında Balkanlar’da bir Osmanlı şehri olan İşkodra’ya   daha yakından ilgilendim.”  349
                  tayin edilmesine rağmen bazı üst düzey generaller tarafından
                  jandarma teşkilatına geçmesi sağlandı. Ardından bir müfreze   Yaşar Kemal, Anadolu’da ün yapmış olan Çakırcalı Efe hikâ-
                  oluşturması istendi ve Aydın’daki Çakırcalı Efe’nin üzerine   yesini yazmak istiyordu. Çakırcalı Efe’nin öldürülme olayı-
                  gönderildi.  Şöhreti bütün Anadolu’ya yayılan Çakırcalı   na dair hikâyeler oldukça fazlaydı. Anadolu’da efsaneleşen
                            344
                  Efe’yi öldüren müfrezede bulunan Rüştü Bey daha sonraki   bu olayı herkes bir başka şekilde anlatıyordu. Çakırcalı’nın
                  yıllarda Düzce ve Bolu Jandarma Komutanı olarak görev   ölümü hakkında net bir bilgi ortada yoktu. Yakın bir dostu
                  yaptı.  345                                          Yaşar Kemal’e, Çakırcalı’yı öldüren müfrezeden birinin he-

                                                                       nüz hayatta olduğunu söyledi. Bu kişi günümüzde Kocaali’ye
                  1912’den  itibaren  yüzbaşı  rütbesiyle  Düzce  Jandarma  teğ-  bağlı Selâhiye Köyü’nde yaşayan Rüştü Kobaş idi.
                  menliği görevine asaleten atanan Rüştü Bey;  Düzce, Bolu,
                                                        346
                  Adapazarı  bölgesinde eşkıyaya  göz açtırmadı. Eşkıyalara   Yaşar Kemal hiç vakit kaybetmeden Kocaali’ye geldi. Rüştü
                  karşı gösterdiği başarılar, Anadolu’yu kasıp kavuran Çakır-  Bey’in yanında bir süre kaldı. Uzun uzun sohbetler ettiler.
                  calı Çetesi’nin üzerine gönderilmesine sebep oldu. Usta bir   “Çakırcalı’yı Biz Öldürdük!” diyen Rüştü Bey’in anlattıkla-
                  keskin nişancı olan kardeşi Osman ile Düzce’de bir müfreze   rı sayesinde Çakırcalı Efe olayı aydınlanmış oldu. Bu konu
                  kurdu ve İzmir-Aydın bölgesine giderek operasyonu başarıy-  hakkında Yaşar Kemal, “Albay Rüştü Kobaş’ın Çakırcalı Efe’yi
                  la yönetti.  Çakırcalı’yı öldüren müfrezede bulunan Rüştü   kendi müfrezesinin öldürdüğü üstüne elindeki, bana verdiği
                           347
                  Bey, yıllar sonra bu meseleyi romanlaştıran ünlü Türk Ro-  belgeler, bu ilginç kişiliğe yeni bir ışık tutmuştur. Ve efenin ölü-
                  mancısı  Yaşar  Kemal’e  mektup  yazarak  olayın  bilinmeyen   mü aydınlanmıştır. Çakırcalının yaşamına “Çakırcalı’yı Biz
                  yönlerini anlatmıştır.                               Öldürdük” kısmını Albay Rüştü Kobaş’ın ağzından, olduğu

                  344  BOA, DH.H, 14/2/1.
                  345  Yaşar Kemal, Çakırcalı Efe, Ed. Kaan Özkan, Tamer Erdoğan, Yapı Kredi Yayınları, 14. Baskı, İstanbul 2014, s. 148-150.
                  346  BOA, DH.İD, 159/11/1.
                  347  Enver Konukçu, “Milli Mücadelede Akçaşehiri-i Bolu ve Karasu”, 7.
                  348  Türkan Gözütok, “Eşkiyalık Ve Çakırcalı Mehmet Efe’nin Türk Edebiyatına İzdüşümü”, Türkbilig Dergisi, S. 21, 2011, s. 68.
                  349  Yaşar Kemal, Çakırcalı Efe, s. 7.






          246     TARİHÎ VE K ÜLT ÜRE L MİR ASIY L A   K O CAAL İ
   243   244   245   246   247   248   249   250   251   252   253