Page 249 - Tarihi ve Kültürel Mirasıyla Kocaali E-Kitap
P. 249

gibi ekledim. Cumhuriyet’te de bu kısım böyle çıkmıştı. Başka   Paşa karşıladı. Çakırcalı’nın karısını getirdiler. Kadın ilk ba-
                  bir şey eklemedim.”  350                             kışta “Bu benim Efem değil!” dedi. Kadına, “Hiçbir yerinde
                                                                       bir işaret yok muydu?” diye sorulduktan sonra “Bir beni var-
                  Rüştü Bey’in müfrezesinde kardeşi keskin nişancı Os-  dı.” deyip ikinci kez içeri girdi. Rüştü Bey o anları şöyle anla-
                  man’dan başka Yüzbaşı Şükrü ve Hacıduk Kamil de bulunu-  tıyor: “Az sonra gözleri yaşlı çıktı. Kadın Iraz kadın. Kadınla-
                  yordu. Çakırcalı’nın yakalanmasında bu kişilerin büyük payı   rın en sadığı, en yiğidi. Ağlayıp, çırpınacak değil ya! Ama öyle
                  oldu.                                                kurudu kaldı. Bir tek laf etmedi. Efe mi? diye sorduğumuzda,
                                                                       başı ile evet işareti yaptı. Sonra gitti...”  352
                  Çete’nin saklandığı yer üç koldan sarıldı. İki taraf arasında
                  saatlerce süren dehşetli bir çatışma yaşandı. Düzce’nin Ha-  Çakırcalı’nın cesedinin ters çevrilerek Nazilli’nin merkezine
                  cıhıçaç Köyü’nden Cafer Şamil, Çakırcalı’ya çok yaklaştığı   asılması üzerine Hacıduk Kamil ve Osman, Rüştü Bey’in ya-
                  sırada Çakırcalı tek kurşunla onun başındaki kalpağı deldi.   nına gelerek, “Rüştü Bey gördün mü yaptığımız işi? Çakırcalı
                  Osman, Çakırcalı ile çatıştıktan sonra sürünerek kanlar için-  gibi bir yiğit buna layık mıydı? Keşki o bizi vuraydı...” dediler.
                  de Rüştü Bey’in yanına geldi ve  “Çakırcalı’ya benzettiğim   Çakırcalı gibi Anadolu’ya nam salmış, şöhret olmuş, gariba-
                  birini nişan aldım. Üç el ateş ettim. Ayaktaydı. Kıyafeti zey-  nın, yoksulun daima yanında olmuş bir yiğidin ayaklarından
                  bek kıyafeti değildi. Hem ateş ediyor, hem de emir veriyordu.   asılarak baş aşağı teşhir edilmesi onu vuranların dahi zoruna
                  Attığım üç kurşundan biri mutlak öldürücüydü. Düştü.” dedi.   gitmişti. Rüştü Bey ve arkadaşları o gün hep bir araya gelerek
                  Tam bu sırada o bölgeden böğürtüler gelmiş, beş on dakika   kendi aralarında bir söz verdiler. “Çakırcalıyı bir tek kişi vur-
                  sonra silah sesleri yeniden şiddetlenmişti. Çatışma gece 1-2   madı. Onun şerefi bir kırk beş kişilik müfrezeye aittir. Bundan
                  ye kadar devam etti. Düzce’nin Nüfrem Köyü’nden Koca   sonra kimse. Efeyi kimin vurduğunu söylemeyecek. Söz mü?”
                                                                                                                       353
                  Mehmet, Düzce’nin Mehdibey Köyü’nden Osman Çavuş ve   O günden sonra bir daha kimse Çakırcalı’yı ben vurdum de-
                  Hendek Kazası’nın Karaköçek Köyü’nden Mehmet Çavuş   memiş, Çakırcalı Efe’yi biz vurduk demiştir.
                  şehit olmuş, beş de yaralı bulunuyordu.  351
                                                                       1918 yılında imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla I.
                  Sabah saatlerinde çetenin saklandığı yere 4 koldan ilerleyen   Dünya Savaşı’ndan mağlup ayrılan Osmanlı Devleti’nin or-
                  müfreze  olay  mahalline geldiğinde  yerde yatan  iki  cesetle   duları terhis edilince Rüştü Bey birliğinden ayrılarak Kocaa-
                  karşılaştı. Birisi çetenin dağa kaldırdığı Arpaz Nahiyesi’n-  li’ye geldi. Bir süre İstanbul Hükümetinden haber bekledi. 19
                  den Osman Bey’e aitti. Öteki cesedin ise başı ve elleri yoktu.   Mayıs 1919’dan sonra Mustafa Kemal Paşa, Kazım Karabekir,
                  Göğsünün derisi yüzülmüş, kıyafetleri ise efelerin giydiğin-  Ali Fuat Paşa, Rauf Paşa, İsmet Paşa gibi Osmanlı ordusunun
                  den değil zeybek oynayanların giydiklerindendi. Rüştü Bey   önde gelen paşalarının Anadolu’da toplantılar düzenlediği-
                  ve arkadaşları bu duruma anlam yüklemeye çalıştılar. Eğer   ni haber aldı.  Rüştü Bey de boş durmuyor kardeşi Osman
                                                                                   354
                  bu kişi sıradan biriyse neden başını ve ellerini kessinler ki...   ile birlikte olası bir işgal girişimine karşı Düzce, Akçakoca,
                  Niçin derisini yüzüp, ellerini kessinler? Osman Bey, çetenin   Kocaali  ve  Karasu’dan  gönüllülerden  oluşan  bir  müfreze
                  elindeki bir rehine idi. Peki onu neden vurmuş olabilirlerdi?   oluşturmaya çalışıyordu.  Bu sırada Anadolu hareketi ile İs-
                                                                                            355
                  Bütün bu delilleri bir araya getiren Rüştü Bey ve arkadaşları   tanbul Hükümeti ayrılık yaşıyor; Adapazarı, Bolu ve Düzce
                  bu kişinin Çakırcalı olduğuna yüksek ihtimal verdiler. Ce-  bölgeleri bundan son derece olumsuz etkileniyordu. 13 Nisan
                  setleri atlara yükleyerek Nazilli’ye indiler. Onları Vali Nazım   1920’de Kuvâ-yı Milliye ve Anadolu hareketine karşı Düzce


                  350  Yaşar Kemal, Çakırcalı Efe, s. 8.
                  351  Yaşar Kemal, Çakırcalı Efe, s. 176-178.
                  352  Yaşar Kemal, Çakırcalı Efe, s. 178-179.
                  353  Yaşar Kemal, Çakırcalı Efe, s. 180.
                  354  Enver Konukçu, “Milli Mücadelede Akçaşehiri-i Bolu ve Karasu”, 7.
                  355  BOA, DH.ŞRF, 622/58.






                                                                                                 GE Ç M İ Ş T EN   G ÜNÜ M ÜZE  247
   244   245   246   247   248   249   250   251   252   253   254